Yazar : Prof. Dr. Zafer AYVAZ
--------------------------------------------------------------------------------
Sayı : 24 Sayı (Ekim-Aralık 2009)
--------------------------------------------------------------------------------
Konu : Yeşil İşler
--------------------------------------------------------------------------------
İstanbul`da düzenlenen "Uluslararası Karbon Piyasaları Arenası - İklim Değişikliğinin Ayak İzi: Düşük Karbon Ekonomisine Geçişte Türkiye`nin Rotası" konulu konferansta iklim değişikliğiyle mücadele için Dünyada ve Türkiye`de alınan ve alınması gereken karbondioksit azaltım stratejileri tartışıldı.
Toplantıya katılan Eski Ingiltere Enerji Ulaştırma Bakanı Lord Howell, küresel ısınma konusunda felaket tellallığı yapmanın doğru olmadığını söyledi. Eski ABD Başkan Yardımcısı Al Gore`un böyle bir yol izlediğini, fakat daha yeşil bir dünya için çaba harcamadığını belirten Howell, halkı korkutarak yanlış mesajlarla paniğe sokmak yerine, özveride bulunmanın bize ne gibi faydalar sağlayacağının açıklanması gerektiğini belirtti. Küresel ısınma mı yoksa küresel soğuma mı yaşadığımız konusunda tereddütler bulunduğunu söyleyen eski Bakan, Kuzey Avrupa ülkelerinin ısınmadan şikayetçi olmadıklarını, aksine sıcak iklim bitkilerini yetiştirebilmelerine imkan sağlayacağından dolayı, bunu memnuniyetle karşıladıklarını belirtti. "Daha az gez, daha az tüket" gibi cezalandırıcı mesajların ve ulaşılamayacak hedefler koymanın faydalı olmadığını, enerji maliyetlerini düşürücü tavsiyelerin daha verimli olduğunu söyleyen Howell, rüzgar türbinlerinin de pahalı, görsel açıdan çirkin ve karbon azaltılmasında fazla etkili olmadığını ifade etti. Howell, önümüzdeki 10 yıl içinde doğal gazlı santrallerin artacağını ve bu nedenle Avrupa`nın Doğuya daha fazla bağımlı hale geleceğini, ayrıca Çin ve Hindistan`ın kömürüne bağımlı olacağını düşünüyor. Howell`ın diğer düşünceleri şöyle:
* Hükümetlerin enerji güvenliğine odaklanmaları gerekiyor.
* Enerjide Asya şu anda kilit pozisyonda. Yeni bir Uluslar arası Enerji Kurumunun kurulması gerekli.
* Nükleer enerjiye açık olunmalı.
* Korkular ve cezalar işe yaramıyor, olumlu mesajlar verilmeli.
Enerji Güvenliği Analisti Faruk Demir, "sürdürülebilir enerji sistemi için doğal gaz ve kömür dışındaki kaynaklardan ne ölçüde yararlanabiliriz?" sorusuna cevap ararken, denizaltılardakilere benzer 4. nesil 20 kW`tan başlayan küçük nükleer santrallerin de düşünülmesi gerektiğini ifade etti. "Kyoto sonrası" ve "Kopenhag sonrası" döneminde sürecin finanse edilmesi gerektiğini söyleyen Demir, salımları kayıt altına almak için Türkiye Ulusal Karbon Ajansı`nın kurulmasını önerdi. Karbon sınırlandırmasının bir silah mı yoksa bir savunma aracı mı olacağına karar verilmesi gerektiğini belirten Demir, bu mekanizmanın iyi anlatılması durumunda politik destek bulacağını ifade etti. Faruk Demir; "Korkularla karbondan vazgeçmeyelim. Şu anda 150 milyar metreküp doğal gaz yeraltında duruyor ve orada hala milyarlarca varil petrol keşfedilmeyi bekliyor. Eninde sonunda karbonun emtia pazarında mutlaka bir yeri olacak. Bundan en verimli şekilde yararlanmak lazım" dedi.
Devlet Meteoroloji Işleri Genel Müdürlüğünden Gönül Kılıç, yapılan iklim değişikliği modellerine göre Karadeniz Bölgesindeki yağışlarda artış, Akdeniz Bölgesinde ise azalmalar görüleceğini, Doğu Anadolu`daki kar kalınlıklarında azalmalar olacağını söyledi. Bunun su kaynaklarımız açısından önemli olduğunu belirten Kılıç, iklim değişikliğinin olası etkilerini şöyle sıraladı: Su stresi, orman yangınları, su kaynaklarında azalma, vektörel hastalıklarda artış, biyoçeşitlilikte azalma, kıyı alanlarında farklılaşma, tarımsal üretimde verim azalması ve fiyat artışı, üretici gelirinde artış, tüketici refahında azalma, Tokat-Sivas-Yozgat bölgesinde 5 derecelik sıcaklık artışı, sıtma vakalarında artış, deniz suyu sıcaklığındaki artışın turizme olumlu yansıması. Kılıç, 2050 yılında dünyada 300 milyar dolarlık afet zararı olacağının tahmin edildiğini söyledi ve alınacak 1 dolarlık önlemin 7 dolarlık afet zararını önleyeceğini belirtti.
Türkiye Otomotiv Sanayicileri Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Ercan Tezer, taşıt araçlarını üretirken, kullanırken ve hurdaya ayrıldığında oluşacak emisyonların ayrı ayrı incelenmesi gerektini söyledi ve ekledi:
"2012`ye gelindiğinde yollarımızda 14.680.000 araç olacak.
"Taşıtların 2012 de kilometrede 120 grama indirilecek olan karbondioksit emisyonları, 2020 de 95 grama, 2025 de ise 75 grama indirilecek.
"Sürücülerin daha az emisyon üretmeleri için, çevreye duyarlı araç kullanma eğitimi verilmelidir.
İSTAÇ Sistem Geliştirme Müdürü Dr. Oğuz Can özetle şu konulara dikkat çekti:
* Türkiye olarak kendi karbon standardımızı geliştiremez miyiz?
* Iklim Değişikliği Koordinasyon Kurulu`nun mevcut yapısı ile yeni süreci yönetmek mümkün görülmemektedir. Kurulda Hazine, Maliye, Milli Eğitim, Tübitak gibi kurumlar temsil edilmemektedir.
* Çevre ve Orman Bakanlığı bünyesinde Iklim Değişikliği Daire Başkanlığı kurulmalıdır.
* Üniversitelerde Iklim Değişikliği Lisansüstü programları başlatılmalıdır.
* Medyanın bu konuya ilgisi artırılmalıdır.
* Ulusal Iklim Değişikliği Strateji Belgesi yayınlanmalıdır.
* Türkiye, karbon salımları envanterini hazırlanmalıdır. TÜIK`te bunun için bir birim kurulmalıdır.
* Ulusal Kayıt Sistemi kurulmalıdır. Kimin ne kadar karbon ticareti yaptığı bilinmiyor.
* TBMM`nde Iklim Grubu kurulmalıdır.
* Yerel yönetimler iklim değişikliği konusunda daha aktif rol almalıdır.
ABD Istanbul Başkonsolosu Sharon, ABD Başkanı Obama`nın çevreye önem vererek gelişmeyi hedeflediğini ve yeni bir sanayi devrimine ihtiyaç olduğunu ifade etti. Saharon özetle şunları söyledi:
"ABD olarak karbondioksit emisyonlarını %20-50 oranında azaltmayı hedefliyoruz.
"Binalar %80 daha az enerji harcamaladır.
"Nükleer teknolojiler ve atıkların bertarafı geliştirilmelidir.
"Daha düşük maliyetli enerji kaynaklarına yönelmelidir.
"Biyoyakıtlara önem verilmelidir.
Zorlu Enerji Genel Müdür Yardımcısı Sinan Ak, Osmaniye`deki rüzgar santrallerinin Dünyadaki en büyük "Gönüllü Emisyon Azaltma" projesi olduğunu söyledi ve ekledi:
"Bu santralden yılda 25-30 milyon Avro elektrik satışı yapılırken, emisyon ticaretiyle de yılda 3 milyon Avro kazanç elde edilecektir. Yani emisyon ticaretinin toplam gelir içindeki payı %10 gibi küçümsenmeyecek bir orandır.
"Dünyadaki gönüllü karbon ticaretinin %50`sini Türkiye`deki projeler teşkil etmektedir.
Türkiye Sınai Kalkınma Bankası, TSKB Genel Müdür Yardımcısı Orhan Beşkök, banka olarak iklim değişikliği projelerini desteklediklerini söyledi. Verdikleri kredilerde enerji üretimi ve dağıtımı projelerinin payının %23 olduğunu söyleyen Beşkök, 2008 de toplam 41.000 MW olan kurulu gücümüzün 2014 de 61.000 MW`a yükseleceğini, yenilenebilir enerjilerin ise 14 bin MW`tan 24 bin MW`a çıkacağını belirtti ve ekledi:
"1 milyar dolarlık finansman desteği ile 4 milyar tonluk sera gazı emisyonu azaltılabilir.
"TSKB`nın 2008 yılı karbon ayakizi olan 1250 ton karbondioksit eşdeğeri, Ankara çöpgazı projesinde sıfırlanmıştır.
"TSKB elektrik tüketimini %7 oranında azaltmış ve ihtiyacının tamamını Bereket Enerji`nin yenilenebilir kaynaklarından temin etmiştir. Kağıt ve benzeri tüketim kalemlerini de azaltmıştır.
"TSKB, 2008-2009 döneminde Financial Times tarafından Avrupa`nın Sürdürülebilir Bankası ödülüne layık bulunmuştur.
BG Enerji Holding Group Direktörü Mehmet Öğütçü, %7-8 oranındaki yenilenebilir enerjilerin iki katına çıksa bile Dünyanın enerji ihtiyacını karşılamakta yeterli olamayacağını söyledi. Türkiye`ye empoze edilecek olan iklim değişikliği kriterlerine karşı dikkatli olunmasını isteyen Öğütçü, enerjide yerli payının az olmasına rağmen enerjiyi hoyratça kullandığımızı ifade etti ve enerji verimliliğine dikkat çekti. Öğütçü ayrıca şunları ekledi:
* Enerji alanında çevremizdeki ülkelerle ortak stratejiler belirlemeliyiz.
* Küresel ekonomik kriz nedeniyle dünyadaki büyük enerji projelerinin %50`si durdu. Bu ileride enerji arzında sıkıntı oluşmasın neden olacak. Elektrikte yenileme yapma zamanıdır.
* Arap ve Rus sermayesi Ingiltere`den kaçıyor. Bu sermayeler Türkiye`ye çekilebilir.
* Ingiltere iklim değişikliği sektörüne ağırlık veriyor.
Toplantı Başkanı Doç. Dr. Volkan Ş. Ediger, kapanışı şu sözlerle yaptı: Günümüzde geldiğimiz noktayla asla gurur duyamayız. Fosil yakıtların kullanılmasıyla doğaya yaptığımız zararların azaltılması ve önlenmesindeki başarımız, bu yakıtların tüketiminin azaltılmasındaki kadar büyük olmadı. Kyoto`da hiçbir ülke önceden belirlediği hedeflere ulaşamadı. Daha çok şey yapmamız gerekiyor. Bu toplantı, uygun bir şekilde işleyen karbon piyasasının oluşumuna katkıda bulunursa mutlu olacağız.
|
|
|
|